Öyle değil mi?

Kendime zaman zaman hatirlattigim bir aforizma var. Cicek sevgisi.

Gecenlerde bir arkadasima da anlatma firsatim olmustu bunu. Aslinda etkilendigim yazarlardan, sarkilardan, olaylardan cikardigim sonuclari bulusturdugum nokta bu sevgi sekli.

Yine cok yakin zamanda kesfettigim Abhraham Twerski‘nin balik sevgisi “fish love” diye anlattigi bu ufak kompozisyonun ortak bir ana fikri var; saf sevgi nerede?

Cicekleri ne kadar cok sevsem de, ben balkonumdaki cicekleri esim onlari cok sevdigi icin suluyorum. Cicege zaman zaman verdigim bu hayatin aslinda arkasinda yatan tek sey, ona ihtiyaci olani verip beni seveni mutlu etmesini gormek istemem. Cok basitce, cicege verdigim bu sevgi aslinda kendime yaptigim yatirimdan baska bir sey degil. Yine cok basitce cicekleri sulamam saf ya da gercek sevginin bir ornegi degil fakat kendimi sevmemin nazik bir hali sadece.

Haftasonu bi anda firtina koptu yasadigimiz kasabada. Saksilardan biri dusuverdi masanin ustunden. Topragi dokuldu, koku dustu yere cicegin. Ilk yaptigim sey onu tekrar saksiya koyup ruzgardan tekrar etkilenmeyecegi bir yere kaldirmak oldu cunku aklima gelen ilk sey Deniz’in toprak alip buyuyen cicegi daha buyuk bir saksiya ekmesiydi o an. Cicek bu, kirilsa kopsa cok umrumda degildi ki. Ben bunu cicek sevgisi diye anlamlandiriyorum.

Arkadasliklar da boyle cogu zaman. Istisnalar pek bi istisna. Arkadasini seni sevsin diye sevmez misin? Yani boyle soyleyince acimasiz oluyo biraz ama oyle degil mi gercekten? Derdini dert anlatmak icin dinlersin, mutlulugunu yarin mutlu oldugunda paylasmak icin paylasirsin. Dugununde taktigin altini bile dugununde taksin diye verirsin. Kaba oldugumu biliyorum su an ama oyle degil mi?

Copu cop kutusuna atmak da ayni sey degil mi? Bastigim yeri temiz gormek icin, yine kendim icin. Karsiligi olsun diye yaptigimiz, emek verdigimiz, kucakladigimiz her sey cicek sevgisi degil mi?

Cok sevdiginiz bir arkadasinizi arayip hal hatir sormanizdaki niyet ne kader saf? Ozur dilerim ama bunu cogu zaman aranmak icin yapmadigimizi kim inkar edebilir? Ben mesela eskiden yakin oldugumu dusundugum arkadaslarimla neredeyse hic gorusmuyorum. Ya da gorusemiyorum. Cunku onlar icin degerli olmadigimi anladim. Ya da beklentiler yok oldu demek daha dogru olur. O zaman neden deger veriyim ki? Hayat malesef cicegin ikamesi kadar kolay ve anlik degil. Solani yesertmek aslinda cok zor ama hirslarimiz yuzunden elimizi bile kipirdatmak istemiyoruz cogu zaman.

Cocugumuzu yetistirirken ona guzeli neden ogretiriz? Neden hep iyiye sevk etmeye calisiriz onlari? Yani hep vermek ama almayi beklememek mumkun mu? Mumkun.

Zor mu? Cok kolay.

Sokakta oynarken paylastigi salcali ekmegi, yarin arkadasi da paylassin diye vermez cocuk. Annenin bebege verdigi o sicaklik yarin usudugunde bebegi de onun ustunu ortsun diye degil. Saf sevgi sokakta, anneyle cocuk arasinda. Saf sevgi gokte.

Uzak dediğin önce içinde birikir insanın, sonrası yalnızca yoldur. – M. Mungan

“Öyle değil mi?” için bir cevap

  1. Her bir kelimenize katılıyorum. Tebrikler cok guzel, cok duru bir anlatım.

    Liked by 1 kişi

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.